Hani seversin bir insanı insan gibi de,
Seni tek anlayan oymuş gibi gelir ya…
Çok da bir şey istemezsin aslında,
Sıcak bir sohbettir ya beklediğin…
Tam her şey yolunda derken,
Bir bakarsın durum değişir ya…
Hani kaptırırsın kendini
Muhtaç olduğun sevgiye bir anda…
Hani yaklaşırsın bir nefes kadar da,
Dokunamazsın ya bir türlü tenine…
Yok olacağından korkarsın hani,
Bir toz bulutu misali dağılmaktan…
Zaman geçecek, rüya bitecek,
İnsanlar gene acımasız olacaklar zannedersin hani.
Gözlerinin içine bakarken yüzünün yanmasını bir yana bırak da,
Hani kirpiklerin bile titrer de engel olmazsın ya…
Çok şey anlatmak istersin aslında da,
Ağzını bile açamazsın bir türlü hani,
Açsan da, havadan sudan bahsedersin de,
Sonra gene susarsın ya çaresizce…
O konuşur sen dinlersin saatlerce,
Hiç susmasın istersin hani,
Yanlışlıkla susarsa eğer,
Gözlerinde boğulmaktan korkarsın ya…
Sabah uyanırsın da hayaliyle, gülümsemelere dalarsın hani,
Ama gün boyu telefona gidemez ya elin onu aramak için…
Yine de uyursun her gece onu düşünerek,
Kaderine isyan ederek geçerken günlerin…
Sevgili olmayı haram kılmalarını bir yana bıraktın da,
Dost olmayı bile çok görürler ya size…
Rahat bırakmazlar da hani,
Ellerinden geleni yaparlar ya…
Umurunda değildir de aslında hiçbirisi,
Ama gene de kırılır ya kalbin umutsuzca…
Nefes alamadığını hissedersin de kalbin sana ağır gelir hani,
Yaşlanmış hissedersin kendini de
Gücün kalmaz ya savaşmaya…
Konuşacak, paylaşacak kimseyi bulamazsın da,
Çaresiz hissedersin ya bir an kendini,
Tek arkadaşın gözyaşın olur o anda…
İşte o zaman demektir ki,
Kaçma zamanı gelmiştir artık bu diyardan…
İzmir bile sana kollarını açmaktan vazgeçmiştir,
Kuşları bile gelmez olmuştur pencerene,
Denizinde bile boğmaya kalkmadı mı zaten seni…
İşte tam zamanıdır o zaman,
Kaç kaçabildiğin en uzak yere,
Gidebildiğin en tanınmamış diyarlara…
Hatıralar gelse de peşinden,
Bakmadan hiç geriye,
Git gidebildiğin yere…
Belki bir umut, belki yepyeni bir hayat için…
İşe yaramayacağını bile bile.
Umursuzca…
Umutsuzca…