Her aşk kendi masalını yaratırmış...
Sensiz olamam yar ben sensiz yaşayamam.. Bilmez kendi masalını yaşamayanlar.. Bilmezler nasıl yanılır bir aşk uğruna nasıl candan vazgeçilir nasıl ölümüne sevilir nasıl bir söz için uğruna ömür tüketilir... Ben senin için vazgeçmişim canımdan...Ölümü bile sevmişim sırf senden diye yar...
Geceye sırnaşan hüzünlerle oynaşan deli bir sevdaya gark olmuş yüreğim... Kaşına gözüne sözüne yandığım gözlerinden kurşunlandığım bir sevda.. Her günü masalın bir cümlesini oluşturan büyülü anlarımızı yaşayamadığımız hayatımızdan çalan bizi çıldırtan.. kudurtan.. öldüren bir sevda..
Her gece başımı yaslarken gecenin siyahına nedenleri keşkeleri teslim ediyorum yarınların umursamaz kahkahalarına... Elimde kalan sen... sonra sen... ve en son yine sen... biliyorum ki ne giderse gitsin benden bana kalan her zaman yine ve yine sen
Yokluğun... Acı hüzün karması
Sensizlik... Ölümün diğer adı
Acı ve hüzün arkası gelen bir ölümsün sen…
Ölüm senin olamadığın yerde sevgili..
Ölüm benim koynumda…
“Söylesene nasıl yaşar bu beden sensiz”
Geç kalmış bir aşk can çekişiyor
Bu şehrin ruhunda
Ne sen kurtarabilirsin onu ne de ben
Gecikmişliğinin cezasını çekmekte
Ayaz tutmuş yüreklerde
Gökyüzü bir başka ağır bugün
Ben bir başkayım
Ellerimde geç kalmış bir aşk
Gözlerimde buğulu bir hüzün
Bir ben değilim ki ağlayan ardından
istanbul ağlıyor yokluğuna canım !!! ALINTI